10 Şubat 2010

Gerçekten iyi hikayelerin bir başı yoktur. Ne dersin Kişi?

Ağrı kesicinin olduğu yerde umut da vardır.

Ne büyük hayal kırıklığıdır seven için, sevdiğinin en güzel günlerini onsuz yaşaması.

Kendine teslim ol, seni götüren nehirine.
Kurtarılmaya ihtiyacın yok. Bırak sona kadar boğul. Bu hikayenin kahramanının akıllı olması şart değildir. Aklın sende değil: Daraldın. Delirdin.

Ne diyor bu herif? Kestiremiyorsun değil mi? Yarın saçını kestirelim dedi Günfer Hanım. Nasıl?... Sanmıyorum.

Düz duvara dokunmak gelir mi arada içinizden? Soğuğunu hissetmek. Onun size destek olmak istediğini düşünmek. Ama ister mi?


Karar vermek için akıl mı yürek mi? İkisinin rollerini değiştirirsem ne olur? Akılla sevmek ve kalple düşünmek. O zaman sevginin haslığından emin olamam. Verdiğim kararlarınsa doğrulğundan. Yüreğinin götürdüğü yere git deniliyor, yüreğin nasıl hissederse öyle yap. Sanmıyorum. Yürek bencildir.

Ancak, tabi ki hayat siyah beyaz değil. Karar verirken hem aklımızı hem de yüreğimizi kullanırız. Yüreğimizin hissini aklımızda değerlendiririz. Ancak kişinin bilinci zayıfsa o zaman sanırım yürek ağır basmış olur. İyi mi bu?

Neyse, ben gittim işte. Bugün bol safsata sundum size. Yazarken yazı tonum bile değişik sanki. Görüşürüz.

HAADEN!

HADEN!

Art by laura242 @DeviantArt

0 yorum: