17 Mart 2007

Groklanmak / Being Grokked

Benim bütün yazılarımı okusa, sevdiğim bütün müzik parçalarını dinlese, her cevabımı tek tek incelese, beni haftalarca gözlemlese, söylediklerim üzerine uzun uzun düşünse, okuduğum her bir kitabı okusa, çıkardığım her sesi taklit etse, izlediğim her filmi izlese, düşüncelerimi dinlese, benim baktığım yere baksa ve benim giysilerimi giyse; beni sonunda tanıyıp anlayabilir miydi dersiniz?

Peki ya ben yapabilir miydim? Hiç sanmıyorum.

-------------------------------

If she/he read all my writings, listen to all my favourite music tracks, examine each of my answers, observe me, ponder on my sayings, read every book I've been read, echo every sound I made, watch every movie I've been watched, listen to my thoughts, look where I looked and wear my clothings, would he/she know and understand me then?

Could I? I don't think so.

15 Mart 2007

Bir Fincan Kahve / A Cup of Coffee

Bir fincan kahvenin dibine gizlenmiş kahverengi bakışlar. Şeker gördü mü yok oluyorlar. Kahveyi şekersiz içmeli, katkısız neysiz. Peki ya o bakışlar isteniyor mu gerçekten? Bu mudur her bardağa atılan beş altı şekerin sebebi? Böyle bir bakışın ölümlünün bu kadar kolay olması ne kadar da garip.

"Ekstra sert sade kahve lütfen, mümkünse şekersiz olsun." Etrafına bakınır; "Bana katılmak isteyen var mı?.. Yok mu? Ah, bu günlerde birlikte kahve içecek insan bulmak ne kadar da zor!" Ve köşesine çekilir.

----------------------

Brown glares hidden on the bottom of a cup of coffee. They vanish when the sugar is added. Coffee should be drank without sugar, without any adding. But are those glares really wanted? Is this the reason to add five of six sugar cubes into the coffee? How strangely easy it is to kill such a glare.

"One extra dark coffee please, without sugar, of course." He looked around; "Who wants to join me? No one?... Ah, Nowadays, one can not find a decent person to drink a bare cup of coffee together!" Then he went back to his corner.

07 Mart 2007

Silgi çöpleri çağrışımlar yapar
Tozlu masalardaki silik yazılar
Okuyan var mı bilinmez, olsa ne yazar
Sanki anlayabilecek, en zekisi dahi olsa
Deli saçmalaması, sıkıntının bebeği, küçük bir çağrı
Sessiz itiraflar gizli en ücra köşelerde
Silgi çöpleri
Silgi çöpleri

Rubber dust makes connotations
Faint writings on the dusty desk
Is there anyone reading these, what matters?
Like she can understand, even the most intelligent
Utter nonsense, child of the boredom, a breathless call
Silent confessions hidden in remote places
Rubber dust
Rubber dust

Bir çeviri denemesi / A translation attempt

04 Mart 2007


"Gidiyoruz gündüz gece. Farkında değiliz belki ama aslında her birimiz kalabalık bir kafilenin ortasındaki yalnız yolcularız." - A. Kurgershen

02 Mart 2007

Küçük bir Ben


Bir şey var orada, şu soldaki velette. Ben çıkartamadım ama dokunuyor. Dokunuyor gerçekten. Onunla oturup konuşmak isterdim. Sadece muhabbet amaçlı. Eminim fazla dikkatini çekemezdim, hemen sıkılırdı. Fakat yine de oturur dinlerdi, bu öyle bir çocuk. İlginç, değil mi?