30 Ekim 2008

Tütsü tutan yaşlı bilge
Bir asır oldu durur bakar da
İmanın sükûtmuş
Bir öğüt vermeksizin
Kırılmayı beklersin.



23 Ekim 2008

Kırmamak elde mi
kristalden her şeyi
Bir sözcük yeter
Kalpler kristalden
Onlar kristalden

Ve bir baş çeviriş
Gözleri deviriş
Yetiyor ya parçalamaya
Eller kristalden
İnsan kristalden





Ve keskin cam kırıkları
Bir şey olmaz sandıkları
Halıda yaralı ayak izleri
Anlar kristalden
Evler kristalden


Az önce tokuşturduğumuz bardaklar
Boşlar şimdi, yıkanmamış
Ve biz mutluluğu içiyorduk
Sen kristalden
Ben kristalden


art by aeternus81 @DeviantArt

21 Ekim 2008

Yavşak Bir Aşk Hikayesi

Gün be gün blogun kalitesini aşağı çekiyorum.
----------------------------------------------

Belediyenin daha o sene yaptırdığı sahil yolunda yürümeyi alışkanlık edinmişti: Her gece saat biri vurduğunda, ay ışığı denizin huzursuz kıpırtıları üzerinde dans ederken, yalnız halde, ağır adımlarla... Yol yeniydi; ama onun yolundaki taşlar adımlarıyla eskimişti bile. Yürüken ne yaptığını, veya neler gördüğünü hiç hatırlamazdı; her gece yaptığı sanki düşsel bir yolculuktan ibaretti sanki.


Düşsel... Yürüyüşlerine ilk başladığı zamanlarda bir eşlikçisi vardı; ters yönlere giderlerdi ama bir şekilde birbirlerinin eşlikçisiydiler. Daha ta nerelerden bakışmaya başlar, birbirlerine sırtlarını dönene kadar da ayırmazlardı gözlerini. O bakışmalar ki saatlerce sohbete bedeldi. Biri bakar öteki dinlerdi. O ona o gün yaşadığı güzel uyanışı anlatırdı, diğeri ise pişirdiği harikulade yemeği. Bazen üzüntülü olurdu, dalgın bakışlarından anlardı; sormaksızın ona anlayışla bakardı, aslında tek bir şey dahi anlamadığı halde.

Bu böylece sürüp gitmişti, tek bir kelime etmeksizin; ta ki bir gece yolda kendisini tek başına buluncaya kadar. O zamandan beridir onu görmüyor, artık yürüyüşleri sırasında gözleri hep diğerlerinin arayışı içinde. Sonunda eve döndüğünde ise yüzünde bir ıslaklık hissediyor. Ne olduğunun farkında değil; hava mı çok nemli, yoksa bunlar yalnızca gözüne kaçan çapakların neden olduğu gözyaşları mı?

19 Ekim 2008

"Düşsel bir arayış onunkisi." diyordu doktor, yaşlar içindeki acılı annenin gözlerinin tam içine, acımasızca. "Dış dünyadaki hayal kırıklıklarını bu şekilde yansıtıyor. Üzgünüm ama bu durumdan onu ancak sizin ve bilhassa kendisinin çabaları kurtarabilir. O zamana kadar bu vahşi tepkileri devam edecektir.” Parmakları eskitilmiş ofis masasının üstünde her cümlesini vurgulurcasına tıklıyordu. Tık tık tık...

16 Ekim 2008


















Gider yatarsın yolun ortasına.

Köprüler alçaktır atlamaya,
Yetmez seni almaya kaç sefer gemi
Az gelir sarmalamaya milyonların eli.
Gider yatarsın yolun ortasına.
Beyazdır son gömleğin, kamaşır gözleri
Öleceksindir fakat, az gelir yaşlar,

yetmez
Zaten bekledin mi bu yollardan hiç tır geçmez

Art by Husvik @ DeviantArt

13 Ekim 2008

Ağır ve uzun adımlarla
Geceyi kat etmek
Alışılmış bir oyun bu
Gölgelere basmadan oynanan






Başkasının gölgesinden kaç!
Aşır kendini dokunma ona!
Yine de çalımlayamadığın birisi;
Kendi gölgene düşersin hep.



art by swordsmanphotogher @DeviantArt

02 Ekim 2008

boşuna çalma aklımı
evde değilim
olası gelecekteyim
sankili geçmişte
konuşuyorum, şimdi değil
ellerim seğiriyor, iş değil