09 Temmuz 2009

Oklarım hep kendime. İnsanlara gönderme yapmaya hakkım olduğuna inanmıyorum. Açık açık bahsedersem başka; ama kapalı göndermeler biraz alçakca olmaz mı?

Bu yüzdendir, bir önceki yazıda herhangi birine bir eleştiri getirdiğim sanılmasın. Onların hepsi geçmiş bir ben tarafından yine kendim için söylenmiş geçmiş yargılardır.

Canım sıkkın be kişi, nasıl neşe bulacağımı şaşırdım. Bugünlerde iki ay boyunca özenle yetiştirdiğim umutların ve batıl inançların meyve verip vermediğini öğreneceğim. Sonuca göre ise bedenimin tekrar işgal edilip edilmeyeceğine karar verilecek. Verilecek diyorum; çünkü kararın bana aitliği tartışılır. Neyse, tatsız konular.

Ve işte buradayım, beklentilerim birazcık fazla şu yaralılardan. Kendim de pek tek parça sayılmam hani. Yalnız bencillik diz boyu. Kendimi dizginlemem gerekecek sanırım. Dizginsizliğim can sıkabilir ne de olsa. Onarılmazları onarmaya soyundum; bu konuda iyi olmadığımı fark ettim yine. Kendimle çelişmeden olmaz belki de.

Sıcak. Evet, doğru duydun.

0 yorum: