17 Ağustos 2009

Bunu sana yazarken, Kişi, ben hâlâ üzgünüm.

Bugün çok üzüldüm galiba, hep de tek bir kişi için. Bu kadar üzülmemeli insan, ağrımı coşturuyor. Fakat sanırım bu gecelik ağrımı hak ediyorum.

Günün sözü şudur: Asla sadece kendinin güleceği şakalar yapma.

Zaten yapmazdım normalde, görürsem anca gülerdim için için. Fakat normalimi bir bozdum pir bozdum, sonrasında bozuldum; böylesi bir ters tepişte ben tek seferlik esaslı bir ders görüyorum. Sevgili Mete, sana göre değil bu işler. Hele sevdiklerine sakın ola bulaşma. Zaten asıl ancak sadece çok sevdiklerin ağzına fena sıçabilir, haberin olsun.

Bu anıyı eninde sonunda unutacağımdan eminken, diğerinin unutmayacağını düşünüyor olmam, doğrusu pek iç rahatlatıcı değil.

"Zaten asıl ancak sadece..." Bu şekilde başlayan bir cümle kurmaya çalıştım ya, ne diyeyim. Ana fikri anlatabildiysem, Kişi, söyle bu cümlenin doğrusu nedir? Merak ettim ve doğrusu gecenin şu saatinde pek kafamı toplayamıyorum.

Bu gece normalde sana başka konulardan bahsedecektim, gün içinde aklıma birkaç bahsedilesi konu gelmişti. Başka zamana artık. Yarın hoş olmayan yerlere gideceğim, sıkıntılı olması muhtemeldir.

Neyse, saat 2:00 oldu. Kişisel yazılardan sıkılmaya başladın değil mi? Bu da geçer elbet, merak etme. Ben gittim.

Haden.

0 yorum: