24 Eylül 2009

Londra'nın gözü mü çıktı canım?!

Pek sayılmaz. Bugün o dönme dolaba bindim. Güzel bir manzaraydı. Doğrusu Londra'yı tepeden, elimde harita ile kıyaslayarak inceledikten sonra artık kaybolacağımı hiç sanmıyorum. Fakat kent sandığımdan çok daha dolu doluymuş. Gez gez bitmiyor. Gezilesi belli başlı mekanlarda saatler geçiyor; ve üstelik her yer saat 17'de kapanıyor ve ben evden en erken 12'de çıkabiliyorum.

Fena kent değil ya, oldukça canlı, heyecanlı. Bugün metrodan çıkarken arkadan polisin biri "Açılın, çekilin yoldan!" diye bağırıyordu. Çekilince bir baktık dört polis bir kadını kelepçelemiş, yaka paça götürüyor. Heyecana gel. Acaba ne yaptı kadın.


Bakalım bugün çektiklerimden daha iyi fotolar çekecek miyim ileriki günlerde. Madam Tuso'ya gittim çünkü ve tek başına delirmemin bir sebebi olarak önüme gelen insanı çevirip abuk sabuk fotoğraflarımı çektirttim. Madam Tuso'ya bir arkadaşla girmeliymiş, onu öğrendim. En az senin kadar deli bir arkadaş, ancak o zaman çok eğlenceli olur. Yanlış anlamayasın, bugün de eğlendim.

Hyde Park'ta uzun uzun oturrabilmek isterdim, eğer ki kıçım nemli toprak sağ olsun rutubet almasaydı.

Haden.

0 yorum: