16 Eylül 2009

Aay ay, Kişi, bak ne anlatacağım.

Şu internet pek kötü kaç gündür. Sanki bana "Bırak artık, girmeye çalışma aynı siteye tekrar tekrar. Pes et, kalk git dolaş" diyordu. Öyle de yaptım. İyi oldu.

Kişinin okuduğu, izlediği, dinlediği her şey bir şekilde hafızaya kaydoluyor ve biz fark etmesek de asla silinmiyorsa; bu durumda aklımıza soktuğumuz bilgi, görüntü ve seslere özen göstermemiz gerekmez mi? Misal, okunacaksa eğer kaliteli yazın okumalı, gerçekten sevdiğin iyi müzik dinlemeli, seni düşündürecek şeyler izlemelisin. Düşünsel derinliğini artırmak ve anlayış, kavrayış ve yaratışını güçlendirmek istiyorsan bunlara dikkat etmeli.

Öte yandan çok derin olmak yaşama bakımından ne kadar pratik? İnsanların büyük bir çoğunluğu bu konulara özen göstermiyor. Çoğumuzun okumadığı, okusa da eleştirmediği ya da fikrini paylaşmaktan kaçındığını göz önüne alırsak; birimiz kendini aşıp da düşünsel bakımdan birkaç adım öteye geçtiği takdirde doğrusu toplumda kendisine yer bulmakta zorlanacağını düşünüyorum. Hem fikrinle çok ileriye gidip hem de gerektiğinde diğerlerinin seviyesine inebilmek mümkün mü?

Bu son soruyu Ters Tepki'ye taşıyacağım.

Diyeceğim o ki, sığ kalarak yaşamak daha kolay sanki. Ama bir defa ötesini tadınca, huzursuz olmaya başlıyorsun.

Başka başka... Beynim durdu yine. Bir saatten sonra blog yazmak pek olmuyor sanırım.

Neyse işte, görüşmek üzere.

2 yorum:

ILGIN dedi ki...

Ters Tepki'yi sevmiyorum. Kıh kıh.

Gorgi dedi ki...

Fena değil aslında. Ama sen sevmesen de olur. İyi olur hatta.