11 Haziran 2007

Bir yeri sevmek için orada hoş anılardan oluşan bir geçmişinizin olması gerekir. İstanbul'un şansızlığı, belki de benim için hiç de hoş olmayan anıların yuvası olmasıydı. Fakat hiçbir şey sadece uzak geçmişiyle hatırlanmaz. Bu şehri benim gözümde daha katlanılır kılan şeyler de oldu. Hoş saydığım anılar. Gece vakti kafenin birinde içtiğim kahve, içinde gezip üstüne bir hikaye yazdığım bina, kitapçıda gördüğüm dünya tatlısı kız gibi. Bunlar bana, bu şehri aslında hiç de hakkıyla yaşayamadığımı hatırlatıyor. Bir şans daha mı vermeli dersiniz?

Yalnız, ona bu şansı veremeyecek kadar ondan uzağım ve... Ne diyeyim, ondan biraz korkuyorum.

2 yorum:

ILGIN dedi ki...

Good old Istanbul :)
Bence ver. Hatırlasana! Harika bir Blues Brothers deneyimine vesile oldu :)

memo dedi ki...

Levent Yükselden ''İstanbul'' şarkısını tavsiye ediyorum.Şehirleri olduğu gibi kabul etmek lazım.Anıları biz yaratıyoruz şehirler değil...